İnsanın ruhu geniştir,renksizdir,kokusuzdur belki ama zaman zaman bulunduğu ortamın şeklini alabiliyor.
Bazen de,her hangi bir kalıba sığması imkansız gibi bir şey oluyor,bu gibi durumlarda kendini sığdırabileceği bambaşka alemler inşa ediyor.
Şu anki ben veya bugünkü beni ciddi oranda inşa etmiş olan faktör şüphesiz ki doğadır.Çocukluğumdan beri beni içine bir şekilde çekmeyi başarmıştır her zaman.
Doğa gibi dost yoktur gözümde,her değişimiyle etkisi altına girmek bana inanılmaz keyif vermiştir her zaman.
Sürekli bir aşkın kollarında bulunmak gibi bir hissiyat içindeyim.Bazen mavilere aşığım bazen yeşillere.Bazen toprağa bazen gökyüzüne,yağmura kara sıcağa soğuğa..rüzgar ile henüz barışamadım desem yeridirancak gücünü ve güzelliğini inkar edemem.
Allah'ın ayetleri o kadar çok ki,saymak hiç bir insanın başarabileceği bir şey söz konusu bile olamaz.Akıl almaz bir durum olmasına rağmen gördüklerimin sadece bir numune veya bir demodan farksız olduğunu bilmek hayretimi dehşet oranda artırmaya yetiyor.
Doyamayacağım doğaya.Anlatamayacağım,ifade etmekte daima zorluk çekeceğim biliyorum..
Şimdilerde sürekli mavilerde ve maviliklerdeyim..
Görsel paylaşımlarım yanısıra buraya aktaramadığım çok sayıda videolarım da mevcut ancak henüz nasıl bir şekilde paylaşacağıma dair henüz karar vermiş değilim..
Yıllardır bu blogda paylaştığım kameramın objektifleri dahi her biri ağır hasara uğradığını açıkçası kırıldığını da belirtmeden geçemeyeceğim.
Kalbim yara almışcasına üzüldüğüm bir şeydir bu üzerinde durmaktan itina ile çekiniyorum.Bir uzvum kesilmiş gibi bir şey,canımı yakan bir şey.
Burdaki görselelrin bir kısmı yedek kameram ile çekildi bir kısmı da yine cep telefonum ile..Aslolan o anki duygularımı öyle ya da böyle yansıtmak eski kameranı o kadar da düşünme dercesine ve buna kendimi ikna etmek istercesine çektim fotoğrafları.
Aslolan duyguyu karşıya geçirmek veya o anki hissiyatımı ifade etmek deyip avutuyorum kendimi ama hüznüm henüz hafiflemiş değil..
İstediğim kadar yaklaşamıyorum bazı bitkilere,kuşlaraiağaçlara veya tomurcuklara..olduğu kadar olsun diyorum,fotoğraf çekmenin bana verdiği hazzı söndürmemek ve bazı anları ölümsüleştirmek adına çekmelisin diyorum etkilendiğin her kareyi..
Çektim bu yüzden bazen yedek kameram ile bazen cep telefonumla ve zannediyorum ki hep çekeceğim..
Doğadayken yalnızlık olmaz ya da öyle duru bir yalnızlık olur ki,kaliteli yalnızlıktan bahseden herkese hak verdiğim çok olmuştur..
Allah'ın ayetleri içinde kendimim de bir ayet olduğum gerçeğini algıladığım çok olmuştur ve bundan dolayı büyük haz ve derin bir şükür hissediyorum.
Dengesizlik söz konusu değil..herşey belirli ölçüde yaratılmıştır bak..ne su haddini aşıyor ne de sazlıklar..ne de etrafta uçuşan kuşlar..sen de aşma diye telkin ediyorum kendimi.
Defalarca aynı yere gitsem,aynı taşın üzerinde otursam bile her seferinde yeni bir şeyler veya daha evvel gördüklerimden çok farklı şeyler göreceğimden eminim..
Bazen bir kitap eşlik ediyor bazen sevdiğim müzik eşliğinde alemlerin içindeki alemlerden geçiyorum..sözlü şarkılar nerdeyse hiç yok artık hayatımda,sözlü müziklerin benzersiz bir manipülasyon şekli olduğuna inanıyorum artık,dinlememeye çalışıyorum.
Denizi dinlemek inanılmaz iyi gelmeye başladı..
Buradaki gibi mesela..
Burası yeni keşiflerimden..terk edilmiş denize sıfır bir işletmenin arta kalanları içinde sayısız düşüncelerle doldurduğum bir mekan..
''Tefekkür ve yürüyüş,insanın kendi nefsi ve yaratılış amacını anlamak için gösterdiği çabadır.Bunun sonucunda ise,Allah'ın yarattığı evrendeki gerçeklikler ve bunlar arasındaki ilişkiler hakkında bilgi edinmek daha kolaylaşır.
Çünkü yürümek şifadır.''
İbni Sina