Sevmek Böyle Bir Şey


Bu yazının en güzel cümlesini sona bırakacağım. Ama lütfen hemen sona gitme…
Çünkü o cümle, birazdan okuyacaklarınla birlikte vücut bulacak. Onun oluşmasına, adım adım tanıklık etmeni istiyorum. Sadece okumanı değil; yaşamanı, hissetmeni, içine çekmeni arzu ediyorum.

Kelimenin barındırdığı gücü fark etmeni istiyorum. Şu anda ben, odamda, klavyeye her bastığımda sana bir duygu gönderiyorum. Harfler yan yana geliyor, anlam kazanıyor, şekil alıyor… Ve belki de senin kalbine kadar ulaşabilecek bir şeye dönüşüyor.

Bu seni sarsabilir, çünkü kelimelerin bazen dokunur.
Ve ben tam da bunu istiyorum.


Dünya bir zemindir; bazen çılgın bir yeşil, bazen sıcak bir kahverengi…
Bazen güneş ışınlarıyla yıkanan genç bir kız, bazen toprağa hükmetmeye çalışan güçlü bir adam gibi.
Hayal et.
Toprağın kokusunu ilk kez duyar gibi derin bir nefes al.
Belki de son kez duyuşunu hatırla.

Bir bıçağın taze ekmeği kestiği o ilk anı düşün — ekmeğin bütünlüğü yavaşça azalırken çıkan o ses, o his…
İşte yaşam da böyle: Her şey parça parça bölünüyor ama aynı anda bütünün içinde var olmaya devam ediyor.
Bu yüzden, yaşamak denen şeyin içinde sayısız doku, koku, hücre ve duygu gizli. Her biri görünmez ama hepsi bir arada bizi hayata tutuyor.


Sevmek, işte bu görünmeyen bağları fark etmektir.
Parmak uçlarının değdiği bir doku ile zihninde bir oda açmak gibidir sevmek.
Ve o odaya sadece duygularına ait insanları, eşyaları, yerleri yerleştirirsin — kimsenin giremediği, sadece senin bildiğin bir yere.

Bu yüzden sevmek bitmez.
Bitirilebilen bir şey değildir sevmek
Sevmek,sıvılaşmış bir ruhun kıvrımları gibidir; bir kere açıldı mı her yere yayılır.
Gökyüzünden yeryüzüne kadar, her kıvrıma sızar.
O yüzden sevince toparlanmak zordur, vazgeçmek neredeyse imkânsızdır.
Çünkü nasıl toplayabilirsin ki evrene yayılmış bir ruhun damlalarını?..


Sevmek böyle bir şeydir işte.
Her dokuya, her frekansa, her kokuya teneffüs eder.
Söküp atılamaz, silinip temizlenemez.

Ve bu yüzden, ne olur sen de güzel ol severken.
Kibar ol, nazik ol, merhametli ol.
Çünkü sen böyle olursan, sevgin dünyanın kıvrımlarına zarafetle karışır;
bir yerde kök salar, bir yerde bir renge dönüşür, dokunduğu zemini güzelleştirir.

Kendini sevmekle başla.
Kendini anlamakla başlamalısın ama — tamam mı?
Çünkü insan, kendini ne kadar iyi anlarsa,
bir başkasını da o kadar derin, o kadar doğru sevebilir.




Yorum Gönder

0 Yorumlar