İzler sokaklara siner,pencerelere,havadaki kokulara..gölgelere saklanır yaşam şekline siner,adapte olur,bütünleşir..
Ruhların güzellikleri de bunlarla beraber ortaya çıkar..bir yapıyı süsleyen pencerelerin desenleri şekilleri hatta büyüklüğü dahi çok fazla bilgi barındırır..o pencereyi yapan ile ilgili,o yerde yaşayanlar ile ilgili..vesairesi vesairesi..
Gümülcine Yunanistan'da yaşayan Türk halkının çoğunlukta olduğu bir şehirdir..günümüzün modernite telaşına henüz kurban edilmeden yavaş yavaş şekillenen ve ne yazık ki görünen o ki zamanla maziye karışacak bir çok detayı içeren bir kenttir.
Bir avuç kadar çarşısı,çarşının her yerine dağılan taze kavrulmuş kahve kokusu,arnavut kaldırımlı yolları,devasa çınar ağaçları çok şükür ki ayakta hala..
Ataların okunamayan mezarları ve mezarlık taşları çarşıda bulunan caminin avlusunda asırlardır boy göstermeye devam ediyor..kimisi eğilimiş kimisi dimdik..ama hala oradalar..
Camiinin kitabesi Osmanlı kokuyor..
Var mı aramızda okuyabilen?
Dörtyüz küsür yıllık bir hakimiyetin isimlere kadar teneffüs etmişliği her yerde görülüyor..
Şekerci tabelasını taşıyan bu pastanedeki gibi mesela..
Camiinin önünde Cuma namazını bekleyen cemaat.
Sakin,hayatın kendi içinde ve akışında bir yaşamın izleri ve figürleri.
Tarihi çarşının her tarafını sımsıkı gölgeleyerek dallarını uzatabildiği kadar uzatıp sarmalayan asırlık yasemen çiçeği gibi..
Durup düşünülesi..
Birileri dünyadan geçerken derin izler bırakmak için çırpınırken kimileri sessizce adı bile bilinmeden yaşayıp göç edecek..
Yolunuz düşerse ziyaret edin..taze kavrulmuş kahvenizi de almayı unutmayın olur mu?..
Sevgilerimle..
0 Yorumlar
Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.