7 Kasım 2024 Perşembe

Ludovico Einaudi ve İlk İnsan Yavrusunun Nefesi


Mutfak dolabındaki derin mor şekerliğin içine koyduğum minik mumlardan rasgele birini alıyorum,en sevdiğim kokuya sahip olandan geli.

Koyu vişne.Kokusu yoğun ve sıcak.

Bilgisayar masamın duvarına astığım metal dar uzun mumluğa mumu yetleştirip yaktım.Tam arkamda tuz lambam yanıyor..arkaplanda Ludovico Einaudi - Una Mattina (Soft Felt Piano Version) çalıyor..

Bu senenin en iyi keşiflerinden biri.

Eylül ayında İstanbulda konseri vardı,biletlerine baktım,loca seçtim,ödeme formundaki bilgileri doldurdum sonra sayfayı kapattım..

O konsere gidebileceğim bu müzik türüne ilgi duyan bir kişi bile yoktu hayatımda,yalnız da gidilmez ya..

Yaşı ne olursa olsun hatta yaşı biraz ileri olup da hala muazzam işler çıkartan insanlara hayranım..üretilen her ne ise bir birikim zarif bir bilgi ile sarmalanmış oluyor,yılların kattıklarından,acı veya tatlı her neyse karşıya yansıyor bir şekilde..ruhu oluyor,ruhu etkiliyor böylece..

Ludovico Einaudi de böyle bir insan bana göre..hem huzurlu hem heyecanlı bazen hayata hesap sorar gibi basıyor piyanonun tuşlarına bazen intikam alır gibi bazen ''bu yaşanmalıydı neden yaşanmadı ki!''..der gibi..bazen de şükür dolu yumuşak yumuşak ..

Denize gittiğim günlerde bana eşlik ediyor piyano tuşlarının tınısı..yumuşaklığı sakinleştiriyor beni..varsa öfkem buz gibi süzülüp kalbimin camından eriyip gidiyor..o çalarken odanın bir köşesinde sessizce oturup dinlemek isterdim.

Nasıl besteliyor.Parmak uçlarından nasıl damlıyor o nağmeler,yüreğinin içinde kaç melek kaç şeytan ile savaşıyor,kaç hayal kırıklığı hayalleri yok etmek için gece gündüz harıl harıl çalışıyor..?

İzleyicisidir insan duygularının..ifade edilmeyen türden olanlar ise ızdıraplı bir kitap misali durur hayatının orta yerindeki masada.

Gelir geçer önünden,gözün her değişinde içinde bir cümle kurulur,kelimeler çoğu zaman benzer ama yerleri farklı..

Neden öyle oldu ki?

Başka türlü mü hareket etmeliydim?

Acaba nerde hata yaptım?

Ludovico çalmaya devam ediyor..gece oldu..dışarıda vucüdün usulca kabullendiği bir soğuk,yıldızlı çok yıldızlı bir gökyüzü,ona yakışan bir rüzgar esiyor,varlığını hissettiren türden,tatlı değil sert de sayılmaz ama kesinlikle geceye hakim..

İyi geceler dilemeliyim içimdeki sayısız düşünce ve gelişmelere,iyi geceler dünya.Tek ve bir daha yaşanmayacak bir günün daha sonuna geldim.

Parmaklarım bu satırları yazdı,kulaklarım Ludovico'yu dinledi,burnum mumun kokusunu teneffüs etti..

Şimdi anne rahmi gibi bekleyen yatağıma gireceğim,yatağımın ucunda duran penceremden görünen ormanın eteğindeki sivri uçlu selvi ağaçlarını seyredeceğim..kalbimde sevdiklerimi,sevmek isteyip de içimde sevgilerini bir mayın gibi patlatan unutamadıklarım,beni çok sevip benim bir türlü sevemediklerim var..

Hep beraber uyuyacağız..hep beraber farklı rahimlerden olmamıza rağmen tek bir rahime saklanıp sessizleşeceğiz..

Hz.Havva annemizin rahmine düşen ilk insan yavrusunun nefesi gibi..bilgisiz şekilsiz ama kusursuz bir şekilde huzurlu..



Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.