Bir kitabı izlemek..
Bu diziyi bu şekilde tanıtabilirim ancak..
Bir kitabı izlemek derken de şunu demek istiyorum,hayalinizden geçebilecek her tür sahne sanki bu dizinin içine önceden zihninizi okuyarak eklemişler..
Zaman zaman durdurma gereği de duyabilirsiniz..
Neden mi?..
Tabii ki bir satırın altını çizmek veya not almak için..
Mesela:
“Burada zaman ileri gitmez; sadece kendi kuyruğunu ısıran bir yılan gibi döner durur.”
“Bu topraklarda rüzgâr, sadece tozu değil, dedelerimizin sırlarını da taşır.”
“Yalnızlık burada bir hastalık değil, mirastır.”
“Macondo’da insanlar ölür, yalnızlıkları yaşamaya devam eder.”
“Kalabalık sofralarda bile sessizlik konuşur.”
Öylesine büyülü bir gerçekliği var bu yapımın..
Kitabın kendisinin de güzel bir hikayesi var.baskıya verilme sürecindeki hikaye kısaca şöyle:
Kitabın nüshasını yayınevine gönderilme esnasında o dönem parasal sıkıntı çeken yazar,parası yetersiz geldiği için kitabı ikiye bölerek sadece parası yettiği kadarını gönderiyor..
Ardından eşi ile birlikte eve gidip evlerinde kalan meyve sıkacağı saç kurutma makinesi gibi çok ihtiyaç duymadıkları küçük gereçleri de satarak kitabın kalan kısmını da postaya vererek yayınevine ulaştırırlar..
Gel zaman git zaman..kitap okurların gönülllerinde taht kuruyor bir çok dile çevriliyor ve şimdi işte biz burada bu güzel kitabın dizisini izleyecek kadar şanslı kişilerden oluyoruz..
DİZİDEN BİR KAÇ KARE
Masal kokulu bir dizi...
Netflix'te.
Çok tavsiye ederim,iyi seyirler..
0 Yorumlar
Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.