Karantina Günleri (20'nci Gün) Bir Baş Soğan

Dün yemek yapmak için mutfağa girdiğimde bir baş soğanın yeşillendiğini gördüğümde üzerindeki taze soğan filizlerini kesip atmak yerine ekmeyi düşündüm..balkondaki çalışmalar aylar evvel başlamış ve henüz sonuçlanmadığı için balkon saksılarımın tümü salonun içine alınmıştı,elimdeki soğanı da içinde kuru bitkiler dışında bir şey olmayan bir saksıya ektim..
Soğanı ekmek için küçük küreği elime aldığımda aylardır eşelenmemiş toprağa takıldı gözlerim..
Yavaş hareketlerle toprağı iyice karıştırdım soğanın sığacağı kadar bir çukur açarak toprağa iyice bakakaldım elimde minik bir kürekle öylece duraksadım,yahu ben şu anda ne yapıyordum?..

Ben o anda Almanyanın bir kasabasında bir apartmanın genişliği bir metreyi bulamayan balkona sahip bir dairede yaşıyordum..elimin altındaki toprak miktarı yani ulaşabileceğim ve sahip olduğum toprak miktarı sadece ve sadece saksılarımdaki kadardı ve ben elimdeki bir baş soğanı bu bir miktar toprağa ekiyorum..
Ben..yani bir insan olarak ben..
Topraktan yaratılmış olan ben sadece bir kaç saksı içinde bulunan toprağa sahibim..
Kafamda o an bir şeyler dank etti veya patladı veya çakıştı ne derseniz deyin..ben nasıl olur da toprakğa bu denli mahrum bırakıldım ben nasıl oldu da kendi soğanımı kendi biberimi veya baharatlarımı yetiştiremeyecek kadar aciz bırakıldım..

Bana bunu dayatan şey neydi veya elimden bunların alınmış oluşunu nasıl fark edemedim?..
Benden esirgenen şey karşılığında ben neleri verdim?..gerçekten ben bunlar karşılığında bedel olarak neler ödedim?..

Ödediğim bedeli gayet iyi görüyorum aslında..kendimi doğamdan yapımdan fıtratıma uygun olan şeyden mahrum bıraktım.
Kendimi öyle bir acizliğin içine attım ki bir baş soğan bile yetiştiremiyorum çünkü toprağım yok çünkü bahçem yok veya tarlam yok..
Beni bir daireye kapattılar işte,gerçek ortadaydı,bir insan bir dairede yaşayablir miydi?..
Hani nerde onun dış yaşam alanı nerde onun ekip biçebileceği toprağı çocuklarının koşup oynayacağı çayırlar salıncağını kurup sallanacağı ağaçlar hani bunlar neredeydi?..
Ay başında kirasını zorla ödeyebildiğin biriktirsen belki de on yılda kendin başka bir yerde sahip olacağın bir ev parasını verdiğin bu dairede sana insan olarak neleri veriyor veya neleri vermiyor?..

Bir insan gerçekten bir apartman dairesinde yaşabilir miydi?..bu onun doğal ortamı mıydı gerçekten?..insanın ihtiyaçları sadece musluktan sürekli akan su muydu sınırsız internet miydi neydi?

Kendimi öyle bir duruma sokmuşum ki başım sıkışmasın çorabım ıslanmasın hele çocuklarım çok rahat etsinler diye onları olacak olmayacak tehlikelerden koruyabileceğimi sandım ve böylece farkında olmadan çocuklarımı rahat düşkünü konfor sevdalısı tek başına bir şeyleri yapamayacak derecede beceriksiz kabiliyetsiz bireyler olarak yetişmelerine göz yumdum..oysa bir çok belgeselde çocukların ne kadar harika işler yapabileceğini görmüştüm değil mi?..

Bilmem hangi ülkenin hangi köyünde daha on yaşına yeni girmiş küçük bir kız çocuğu ailesi gün boyu tarlada çalıştığı için ailenin yemeğini ve hatta ekmeğini pişrdiğine şahit oldum..şimdi kendime sormak istiyorum;senin çocuğun o kız çocuğundan daha mı kıymetli yoksa daha mı becerikli ve sen elindeki o bir baş soğandan acaba ne umuyorsun?

Sen kendi çocukluğunu hatırla hele bi..daha gün ağarmadan tarlaya gitmek için yola çıkan babannen ile deden gittikten sonra sen o saatte ayağa kalkıp da evin tüm işlerini yapmıyor muydun?..
Köyün yarışı tarlalara gitmiş olmalarına rağmen ve evet bu sessizlikten ve karanlıktan korkmana rağmen tüm işleri yapmıyor ardından bahçeye inip sebze çeşitlerini sulamıyor bu işin bitince de bilmem ne kadar uzaklıkta olan bahçeye gidip kurumuş olan tütün sırıklarını omuzlayıp eve getirmiyor muydun?..
Ve işte bak şimdi elinde bir baş soğan ile bunları düşünüyorsun sahi sen o bir baş soğandan ne umuyorsun?
Ne!?