Bir kaç gün boyunca Kemal'in ısırma sorununu tenimizde hissettik.Her fırsatta yakınında kim varsa el ayak bacak yüz farketmeksizin saldırıyor hepimizi tesciller gibi izler bırakıyordu.
Oğlum,biz zaten senin sen de bizimsin dedik,severek bu huyundan vazgeçirmeye çalıştık,saldırıları sonucu sıyrık ve çiziklerinin acısına dayanamadığımız anlarda ise mutfak banyo balkon gibi yerlere aldık ama olmadı,alınan yeri de talan ediyor kırıyor yıkıyordu...
Kızlarım nerdeyse oyun kurup oynayamaz hale geldiler,Kemal tüm şirinliğini yavaş yavaş gözümüzde yitirmeye mi başlıyordu ne,bu davranışın sebebi kaynağı neydi?
Neden kedim bu kadar agresif bu kadar saldırgan oldu?
Neden kedim ısırıyor?
Neden her fırsatta çoğu zaman da sinsice birden yerinden fırlayarak bize saldırmaya başladı?..
Ne çok canım sıkıldı..acaba bizde mi bir yanlış vardı acaba başka bir sorunu mu vardı da biz anlayamıyorduk bu tatlı canlıyı,acaba sorun neydi neydi ha neydi diye diye düşünmeden edemezdim.Çünkü sorun olduğu ortadaydı,nerdeyse o bulunduğumuz ortamda iken hiç birimiz rahat edemiyorduk,her an bir saldırıya maruz kalacak endişesi ile oturuyorduk.
Namaz kılarken ayaklarımızı ısırmak için altın fırsattı,özellikle o zaman canımız inanılmaz acıyordu,tepki vermek kendini korumak imkansızdı çünkü bunun yanısıra kanatıp hem abdestimizi hem namazımızı da bozma ihtimali vardı..
Aaah Kemal..Ah!
Gugladım bu durumu..
Kedi neden ısırır? sorusunun sonuçları çok fazla...olabildiğince net cevaplar pek yoktu,daha çok kedi sahiplerinin derdini anlattıktan sonraki saldırı öfke sanki çok empati kurmuş veya kediyi sahibinden daha çok sever düşünür daha çok emek vermişlerin''tavsiyelerini'' hızlıca geçtikten sonra hamdolsun bir kaç sağlıklı sonuca ulaşabildim..
Kedim neden ısırıyor-Cevaplar:
- Kedi yavru bir kedi ise dişleri çıkıyor olabilir,ısırmasının ve saldırmasının sebebi kuvvetle undan dolayıdır.
- Kedi evde veya eve gelen birine karşı ya gıcıktır ya da onu görmek bile istemiyordur.Özellikle de kedinin bir canlı olduğunu dikkat etmeden hatta isteyip istemediğini anlamaya çalışmadan bile hunharca sevenler,alanlar,mıncıklayan kişiliklere sahip insanların uzaklaştırılması.
- Kedinin özellikle erkek kedi ise kendine ait bir yer edinmeye veya evde kendi çapında bir hakimiyet kurma isteği.
- Kedinin yeteri kadar ilgi görmediği veya sevgi gösterilerinin ona yetersiz/ters geldiği mantıklı cevaplar arasındaydı.
-Hmm..biz hangi gruba giriyorduk acaba?..
Okuduğum önerilerden bana göre en baskın gelen kedimizin diş çıkarma ihtimaliydi..gece yanımıza aldığımızda battaniyenin kenarlarını emerek gözlerini kapatmayı seviyordu,ayakları ile de masaj yapar gibi hareketler yapıyordu..o gece onu yatağa aldığımda battaniyenin kenarını ağzına verdim,hemen alıp sıkarak emmeye başladı..ağzını açıp yavaşça araladıktan sonra alt çenesinde diş etlerinin hafif kabardığını ve renginin diğer diş etlerinden biraz daha koyu olduğunu fark ettim..sorunumuz diş çıkarma olabilirdi.Bolca sevdim o gece Kemal'i..bolca okşadım ve örterek yanıma yatırdım,sabah uyandığımda da aynısını yaptım,sevdim okşadım konuştum sürekli alçak bir sesle o kadar alçak ki söylediklerimi nerdeyse sadece o duyuyordu..
Bütün sabah ona çok naif çok hassas bir canlı gibi davrandım..yemeğini verirken okşadım,bir yerden alıp başka bir yere koymam gereken durumlarda yerinden hafifçe kaldırdım hep alçak sesle konuştum ve okşadım..kedi bir kaç saat içinde bambaşka bir kediye dönüştü..
Olayı o zaman çözmüştüm işte..bizim sorunumuz bir tane değil üç taneydi.Birincisi yavru olduğu için dişleri geliyor ve diş etleri kaşınıyordu ısırması bundan.
Evimize çok fazla çocuk gelir ve her biri kediyi sevmek için adeta yarışır,kedi elden ele alınır taşınırdı bu da onu huzursuz ediyor çareyi tırmalama veya saldırmada buluyordu.
Üçüncüsü ise kediye yüksek bir ses tonuyla değil alçak ve sakin bir sesle konuşmak gerek,olabildiğince..
Bizi rahatsız eden veya yapmaması gereken bir davranışı sergilediği zaman hemen o anda yanına gidip kucağa alıp okşamak,alçak sesle konuşmak sevdiği bir oyuncak verip dikkatini başka tarafa çekmek hem kötü davranışı unutturuyor hem de olayı tatlıya bağlıyordu..
Kısa sürecek diye düşündüğüm bu hal günlerdir devam ediyor..artık Kemal (Maşallah diyelim inşallah)aramzıda oturuyor,çocuklar oyun oynarken asla saldırmıyor oyunlarını bozmuyor kimseyi çizme gibi bir girişimde bulunmuyor,kendini sevdiriyor,sevilmekten dört köşe oluyor,keyif alıyor..hem o hem biz de tabii ki..
Allah'ım,dedim..ne büyüksün...her canlıya farklı bir tabiat vermişsin,her canlıya saygıyı elzem kılıyor bu muhteşem sanatın..ve ne hatırladım biliyor musunuz sevgili dostlarım?
Bir hadis..bir hadis ki genelde o hadis anlatılırken Peygamberimizin (s.a.s) merhametine ve duyarlılığına dikkat çekiliyor genelde ama zannediyorum ki onu Kemal ile yaşadıklarımdan sonra farklı bir şekilde de yorumlamak ve anlamak da mümkün gibi görünüyor.
Hadis şöyle:
Hz. Muhammed, kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed'in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş.
Kısaca,kediyi uyandımamakla hem uykusunu bölememiştir hem merhamet hem de bu canlıya SAYGI göstermiştir..
Bu hadisten belki de bunu da anlamak lazım kanımca..
Dokunmak ama saygı ile,sevmek ama ölçü ile,beraber olmak evet ama sınırları aşmadan,birbirimizin fıtratına aykırı davranmadan..
Böyle yaşamayı öğrenmek hiç kolay değil ama biraz algılamak biraz farkına varmak bile sanırım bizde bir çok şeyi değiştirecektir,elbette çevremizin bakış açımızın dünyamızın da aynı zamanda..
Her dikende bir gül her gülde bir diken varmış görüyor musunuz?..
Kemal bizi ısırmasaydı,tüm bunları nasıl fark edecek ve sizinle nasıl paylaşacaktım değil mi?
Bu hadisten belki de bunu da anlamak lazım kanımca..
Dokunmak ama saygı ile,sevmek ama ölçü ile,beraber olmak evet ama sınırları aşmadan,birbirimizin fıtratına aykırı davranmadan..
Böyle yaşamayı öğrenmek hiç kolay değil ama biraz algılamak biraz farkına varmak bile sanırım bizde bir çok şeyi değiştirecektir,elbette çevremizin bakış açımızın dünyamızın da aynı zamanda..
Her dikende bir gül her gülde bir diken varmış görüyor musunuz?..
Kemal bizi ısırmasaydı,tüm bunları nasıl fark edecek ve sizinle nasıl paylaşacaktım değil mi?
8 Yorumlar
Hep savunduğum bir şey var, sahibi nasılsa evcil hayvanı da öyledir. Buna gerçekten inanıyorum. Nihayetinde bizler nasıl kendi düzenimizin efendisiysek onların da düzen kurmalarına olanak tanımamız gerekiyor. Ekstra hassasiyet, ekstra şefkat ya da ekstra ilgi.. Bunlar başına geçildiğinde hiç yapılmayacak şeyler değil. O zaman insan bir canlıyla göz teması kurmanın ne demek olduğunu anlayabiliyor..
YanıtlaSilKemal' e kocaman sevgilerimi yoluyorumm ;))
Söylemek istediklerimi öylesine güzel özetleyen ve hatta zenginleştiren bir yorum yayınladığımdan dolayı gerçekten mutluyum.
SilTüm bunları yapabilmek gönül zenginliği ve erdem gerektiriyor ve olgunluk ve anlayış ve daha bir çok şey,aslolan ve gerçekten fark ettiğimiz anda kendimizi düzeltmek ve olabildiğince ciddi anlamda bunu sürdürmek için dikkat etmek.
Çok çok teşekkür ediyorum.
Yerim ben onu:))) ya kediden kediye çok fark ediyor, benim Bücürük de yavruyken çok ısırıyordu, sokakta bulmuştum ve şimdi 8 yıl geçti, sadece oyun oynarken ısırıyor, o da normal çünkü onlar insan değil, kendi anneleri, kendi kedi kardeşleriyle de birbirleriyle ısırarak oyun oynuyorlar bu aynı zamanda düşmanlara karşı savunma öğrenmek, ilk kedim 18 yaşında melek olan Prenses ısırmazdı dişi ya, dişiler daha uysal oluyor, Bücürük oğlan kedi:) daha yaramaz:) kısırlaştırdığımız halde hormonları yine de var ve onu saldırgan yapıyor o hormonlar...bir yere saklanıp saldırması ise onun mutlaka oynaması gereken oyunu, 8 yıldır bu oyunu Bücürük de yapıyor, masa altına pusu kuruyor, ben yürürken - güya onu görmüyormuş gibi yapıyorum ki üzülmesin, keyfi kaçmasın- koşarak saldırıyor:)))içgüdüsel bir oyun bu, normalde sokakta, doğada aynısını kuşlara yapıyor, kuş yok, bahçe yok, ağaç yok o da bizimle bu oyunu oynamak zorunda:)
YanıtlaSilKemal'e ailesiyle birlikte sağlıklı, uzun ömürler dilerim...:)
Erkek kedilerin daha saldırgan olduğunu ben de yeni yeni görüyorum,bir önceki kedim Naciye öyle uysaldı ki..aklıma geldikçe içim burkuluyor.
SilHer halleriyle sevmek ve inşallah anlayarak yaşamak gerek bu güzel canlılarla :)
Bazen küçük çocuklar istemeden de olsa evcil hayvanları yorabiliyorlar ya da rahatsız edebiliyorlar.
YanıtlaSilBen bazı evlerde buna bizzat tanık oluyorum. "Olsun oynasın çocuklar" deniliyor ama 4 ayaklı dostlarımızın da bizim gibi olduklarını unutuyoruz. Kimi zaman hasta oluyorlar kimi zaman yorgun...
Hiç kolay değil bir canlıyı misafir etmek - hem de bir ömür boyu.
Çözüm bulduğuna çok sevindim. Umarım bundan sonrası da bu şekilde akar gider.
Sevgiler
Olsun oynasın çocuklar oyuncak için geçerli olabilir veya büyüklere ait eşya da olabilir örneğin topuklu ayakkabı saat vs ama bunlar dediğin gibi canım,canlı varlıklar,rahatsız olur anlatamaz keyfi yoktur ifade edemez çocuklar da çocuk sonuçta kediyi nerden anlasınlar.Arada bi küçük hikaye şeklinde hikayeler anlatıyorum,kendilerini kedinin yerine koymaları için .
SilInanıyorum ki zamanla çocuklar bile ona nasıl davranılması gerektiğini çözecekler.
Benden de sevgiler canım.
Kediler çok duyarlı canlılar. Sevildiklerini, onlara dğer verildiğini hissetmek istiyorlar. Hele ki yavru ise ilgi beklentisi de artıyor haliyle. Olayı çok güzel çözmüşsünüz. Sağlıklı zamanlarınız olsun.
YanıtlaSilİnşaAllah..yanımızda olmasından hepimiz çok mutluyuz.
SilYorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.