Demir rezervlerim hızla tükeniyor.
Günlerdir bununla ilgili sinyaller ve güçlü alarmlar veriyor bedenim.
Buna rağmen ben yine kahve yapıp geçtim bilgisayarın başına.
Bugün kaç kahve içtim sahi?
Bir mi iki mi veya üç mü?
Sabah ilk kahvemi geç uyandığımdan dolayı alelacele içmeye çalıştım ikincisi ise apartmanın giriş dairesinde kalan yaşlı bayan ile içtim üçüncüsü akşam yemeğini pişirmeden evvel,demek ki yanımda duran kahvem..dördüncü!
Kahve bedendeki demiri emiyor diye biliyorum..demir hapı almama rağmen hatta günde iki kez almama rağmen bir değişiklik göremiyorum.
En son doktora gidip kan tahlil sonuçlarını konuşurken Almanya'da hiç bir gıdada demir bulunmadığını söylemesi moralimi iyice bozmuştu.
Almanya'da hiç bir yiyecekte demir yoksa ben demiri mecburen ilaç yoluyla almam gerekecek..
Düşündürücü..
Demirim düşünce sürekli bir baş dönmem oluyor,günün yarısı da dışarıda oluyorum.
Çocukları okula götürmek,okuldan almak,market alışverişi,doktor randevuları,çocukları parka götürmek vs gibi işlere hep ben koşuyorum.
Evimin de beşinci katta olmasına ne demeli,asansörsüz üstelik?
Su taşı,market poşetleri taşı kendini taşı okul çantası taşı..
Başım döndü durdu bütün gün.
Hava da karışıktı,darmadağın üstelik.
Sabah hava kapalıydı ama sıcak.Ne giyeceğini de bilemiyor insan,ince mi kalın mı,yazlık mı kışlık mı,ne?
Ne güzel şeyler yapılabilirdi bu havada..bir de güçlü bir yağmur yağdı ki öğle vakti..kalın kalın damlalar dövdü durdu her tarafı..ne güzel fotoğraf çekilirdi o yağmurda.
Gözüm görmedi ama,fotoğraf makinem yanımda olmasına rağmen çıkartıp da bir fotoğraf bile çekemedim.
Hayattan elimi eteğimi çekmiş gibi bir hal sanki.Depresif durumlar.
Bloga yine ara verdim sayılır,inanılmaz güzel şeyler yaşanıyor oysa her gün.
Eve gelip giden çocuklar,kızlarımın arkadaşları oğlumun arkadaşları.
Sohbet etmek,içindekilerini birine göstermek için can atan ergenler,gözler nasıl fırıl fırıl dönüyor.
Bir hedefi bulmuş,ok ile yayı hazırda bulundurduğu için bir an evvel hamle yapmak için diz üstünde durma halindeler..
Anlatırken gördüğüm heyecan,birbiriyle yarışır gibi el kol hareketleriyle durdurmalar,daha ilgincini ben yaşadım daha iyisini ben biliyorum hemen anlatayım der gibi öne atılmalar..
Hayat nasıl da dolduruyor ergenleri..
Onlara baktıkça ergenlik yıllarıma giderek iki nefeslenip kendimi onların yerine koymaya çalışıyorum.
Benden akıl ister gibi davranmalarına rağmen,hayatın gizemini çözmüşcesine önerilerde de bulunmaktan uzak kalmıyorlar..
Her gün bu tür yazılar yazabilirim şuraya,günlük hayat yazıları gerçek yazılar yani.
O kadar çok malzemem var ki..ama yazılamıyor herşey..ne kafamdakileri ne içimdekileri dökemiyorum kelimelere.
İnsanlar ne der ne düşünür düşüncesi ve korkusu sonra.Kıskananı,farklı yorumlayanı hatta hased edeni var sonra.Kul hakkı olur yazma,mahremi dışa vurmak olur gösterme,şımarık zannederler anlatma yapma etme dur yazma derken yazamıyorum.
İnce eleyip sık dokumacalar kısaca..
Defalarca boş sayfanın karşısına geçip yine boş bir şekilde kalktığımı bilirim.
Yazmak yazmak,yazmak istiyorum.İçimden akıp gidenleri,akamayıp ota yaprağa takılanları,ders olanları,ibret olanları hep yazmak isterim..
Ama içindekileri dışa aktarmak her zaman kolay değildir işte,bir de bu baş dönmesi bu demir eksikliği yok mu..anne yadigârı..
Nasıl seviyorum kelimeleri,ifadeleri nasıl seviyorum..yıllar evvel yazdıklarımı bazen elime alıp okuduğumda bile bambaşka bir ben görüyorum,kalbin binbir hali,binbir sesi ile tekrar tanışıyorum sanki..o satırları o zaman belki acı belki keder ile yazan genç kadına nasıl hasret kaldığımı anlıyorum.
Acılarımız ve dertlerimiz güzeldi çünkü,bakmayın şimdi onları örtbaz etme uzmanı oluşumuza.
Eskiden güzeldik biz,gerçekten güzeldik.
Elimizdekilerle değil kalbimizdekilerle yol almaya çalışıyorduk ve hayat da zorluklarına rağmen daha lezzetli olurdu.Neden biliyor musun,çünkü insanlar eskiden hatta on yıl evvelinde bu Facebookm,Instagram illetileri olmadığı dönemlerde insanlar yaşıyordu acılarını anlatıyordu acılarını.
Şimdi çekiniyor yazmaya ve anlatmaya..
Ay,olur mu öyle şey?
Acı çekmek popüler değil!..
Böyle bir hal ve anlayış var artık..
İnsan diyorum,insan!..acın yoksa,Rabbine seni yaklaştıracak bir dikenin bir kederin yoksa ne işe yarar nimet ne işe yarar şükür sana ne fayda verir gönül..
27 Yorumlar
Geçmiş olsun canım, ilaç olarak al madem öyle, ihmal etme. Patates fotosu koymuşsun patateste demir var mı? Benim de en sevdiğim şey, kızartmasına bayılıyorum.
YanıtlaSilAcılar paylaşınca azalır denir yaz bence dök içini korkma....
Patateste demir var mı bilmiyorum,bu alışverişi yapıp eve geldiğim günüm oldukça zor geçmişti temsili olarak koydum patatesleri :)
SilYazmak her zaman güzeldir Müjde hanım böyle anlatıyorsun ya okuyan birileri de kendinden bir şeyler buluyor,güzel oluyor kısaca ancak dediğim gibi farklı yorumlayanlar olabilir diye ben çekingenim bu konuda biraz.
Teşekkür ederim.
Sadece Müjde diyebilirsin:) rahat olalım:)
SilDerim,olurum :)
SilTeşekkürler..
Öncelikle çok geçmiş olsun. Bir dönem aynı sorunu yaşamıştım. Bana siyah çekirdekli kara üzüm iyi gelmişti. Cebimde taşır haldeydim. Yazmaya gelince siz yazın içinizden geldiği gibi yine de. Elbette çekinmekte haklısınız. Ama onunda bir sınırı olmalı. Rahatlayacaksanız yazmaya devam derim...
YanıtlaSilŞimdi siz kuru üzüm deyince hatırladım,bir zamanlar kuru incir bana çok iyi geliyordu tekrar alayım kuru üzüm de var evde tekrar atıştırırım arada bir gün içinde.
SilÇok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için ben biraz mahçup bir şekilde cevaplyorum yorumlarınızı sizin yayınlarınızı da diğer arkadaşların yayınları gibi görünüyor ama kafamı toparlayıp da okuyup yorum yapamadım doğru dzgün.beni bağışlayın iyi ki varsınız.
Demir konusunda bende çok çekiyorum.22 yaşımda 80lik gibi yorgun argın, baş dönmeleri, halsizlik.. Sene başında ilaç tedavisine başladım bende yanlış hatırlamıyorsam 4lerdeydi ilk tahlil sonuçları. 1 aylık ilaç kullanımı sonucu 9u gecmisti. Doktor da şaşırdı baya bu kadarını beklemiyormuş. Sağlıklı beslenmeye dikkat etmek gerçekten çok önemli. İlaçlarsa yardımcı oluyor.
YanıtlaSilBu yazında kendimi buldum. Düşüncelerimi anlatmış gibisin. Benimde içim bazen yazmakla dolup taşıyor.Ama demişsin ya "İnsanlar ne der ne düşünür düşüncesi ve korkusu sonra.Kıskananı,farklı yorumlayanı hatta hased edeni var sonra.Kul hakkı olur yazma,mahremi dışa vurmak olur." Olmuyor bende yapamıyorum.
En son tahlilde 2'ydi,yerlere nasıl düşmedin bilemiyorum,yarın tekrar bir çaresine bakmam gerekecek normalde gün içinde başım döner ama gece toparlanırdım son bi kaç gündür toparlanma diye bişey yok demek ki ben ciddi bir düşüş yaşıyorum.
SilYazmak konusunagelince işte o düşünceler arasında gidip gelerek çoğu zaman bloga yayın giremiyorum oysa evet paylaşılanve yazılanların ötesinde de bir hayatımız var belki de bizlere gösterilen hayatlardan çok daha derin anlamlı.
Çok geçmiş olsun Kiremithanem, fakat siz güçlüsünüzdür bilirim <3
YanıtlaSilKorkmayın vallahi. Bazen düzensizce bile yazın, yeri gelsin kimsecikler anlamamış olsun ama sizi ferahlatsın. Bence bir blog en çok da o elalem denen örgütü kafaya takmamak için var. Sustuklarımızı bağırmak, görmeden de güçlü iletişimler kurabilmek için.
Siz yazıp mutlu oldukça bizler de mutluyuz..
Senin tatlı yüreğini öperim Şefim,çok teşekkür ederim sen de hep yaz olur mu?
SilAllahrazı olsunkitabıhatırlattığın iyi oldu,yarın elime alıp bir inceleyeyim vardır bunun da bir hikmeti elbette.
YanıtlaSilGeçmiş olsun. İnşaallah en kısa zamanda iyileşirsiniz.
YanıtlaSilİsterseniz şimdi bırakabilir, isterseniz hiç birşey yazmadan öylece kalabilir veya hergün yazı yazabilirsiniz. Bu blogu siz açtınız. Bireleri müdahale etmedi siz açarken o halde bu blogta ne yapacağınıza da siz karar verirsiniz başkaları müdahale edemez.:) Ben sizin yazılarınıza çok yorum yapmıyorum ama her yazınızı okuyorum çünkü ayrı bir samimiyet görüyorum. Belki de gündelik hayatınızda yaşadığınız olayları kendi dilinizde güzel bir şekilde yazdığınız içindir. Siz içinizden geleni yazın olumsuz yorumlar sizin ne kadar başarılı olduğunuzu gösterir. Kocaman sevgi:))
Sevgili Kurabiyeciğim de bunabenzer şeyler yazmıştı..okuyanların ne düşündüğünü bilemediğimiz için böyle düşünüyoruz belki de bazen bilemiyorum ama burada olmak gerçekten ayrıcalık hele sizin gibi güzel insanlar tanımak tam bir nimet,Elhamdülillah..
SilSağlığıma gelince yine de Rabbim daha büyük sıkıntılarla sınamasın buna şükür diyorum.
İnşallah toparlanır yoksa ev çocuk derken gün zor geçiyor.
Benden de sevgiler Fatmacım.
Bu biraz insanın hayata bakış açısıyla da alakalı sanırım.
YanıtlaSilMesela kimi insan var üzüntüsünü, sevincini hemen çevresindekilerle paylaşmak ister. Kimi insan var çoğu şeyini içinde saklar (ben de bunlardanım :p)
Zaman hızla akıp geçmeden doya doya çıkar tadını
**Ben de siyah üzüm (çekirdeği) demir eksikliği için faydalı diye duymuştum çevremden. Bir dene istersen sonuçta kararında yendiği zaman bir sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
Belki enteresan gelebilir sana ama ben yine de söylemek istiyorum;bazen öyle bir his var ki içimde sanki yaşanan bana bir ders olmaktan ziyade başkalarının da istifade edilmesi bir şeymiş gibi düşünüyorum bundandır yazıp paylaşma arzum..
SilSiyah üzümü mutfağın tezgahına aldım yanına da ceviz kattım,bekliyorum faydalarını :)
Canım,teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.
Ne olursa olsun yazmaya devam et. Yeni tanidim seni ama kalemine güveniyorum. Cok güzel yaziyorsun. Bende ilk baslarda cok düsünmüstüm, bunu yazarsam insanlar ne düsünüyor diye. Ama zaten en büyük hatamiz bu degil mi? Insanlar ne der diye hayatini sürdürmek? Bosver. Yaz sen :)
YanıtlaSilElalem ne der duvarını yıkmak gerçekten çok zordur,hele insanlar için esnek olmak veya yaranmak asla mümkün değil en azından diyorum böyle fazla kışkırtıcı olmamaya çalışmalıyım,aşırı gidenler de var görüyorum arasıra işte ben öyle olurum diye de korkuyorum biraz.
Silmail adresini aldım,yazacağım ilk fırsatta haftasonları da yoğun Almanyada bilirsin.
Sevgiler.
Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi size sunuyorum, sonra da ''ayy bu ne güzel bir yazı'' diyorum. Böyle okurken mimiklerim sonuna kadar çalıştı. ''Vay be, cidden doğru'' , ''Ne güzel bir söz'' gibi şeyleri sık sık dedim. Yazıda valla kendimi buldum. Aynı durumlar benim de başıma geldi ve sebebinin demir eksiklği olabileceğini bu yazıda kavradım :D Benim demir de 60 olması gerekirken 20 falandı ama doktor ilaç vermedi. Yemene içmene dikkat et dedi ki onu dediğinde 74 kiloydum :D Hiç sevmediğim yiyeceklerin demir yaptığını fark ettim ve mecbur yemeye başladım. Maydanoz, yumurta, beyaz peynir, ıspanak... Hiç sevmem ama gerçekten demir yapıyor sanırım. Size de öneririm.
YanıtlaSilSevgilerle ^-^
Sevgili Kamer ben her yazını okuyor ama yorum yapmayanlardanım,cepten özellikle okuduğum için şöyle hakkını vererek yorum yapamıyorum her zaman.
SilKıymetli önerilerin için ve güzel sözlerin için ayrıca teşekkür ederim bütün kalbimle de sana çok uygun mutlulukla çalışabileceğin bir iş bulmanı diliyorum canım sağ olasın.
Geçmiş olsun Sevgi'cim, dilerim kolay zamanda toparlarsın. Bende de kışın çıkıyor ara ara yorgunluk yapıyor en fenası...
YanıtlaSilDilerim çabuk zamanda toparlarsın.
Bence yaz, başkalarını da çok takma bence. Hased edecek insan en olmadık yerden de bulur merak etme. Yazmak, anlatmak iyi geliyorsa neden tutuyorsun kendini ? Nereden biliyorsun belki anlattıklarınla başkalarına dokunacaksın yani faydası olacak, hiç böyle düşündün mü ?
İnstagramı biliyorum, ilişkiler yüzeysel ama burada seni severek okuyanlarlar var unutma oldu mu ?
Kocaman sevgiler
Instagram pek ehemmiyetli değil,orası anında tüketiliyor Ezgicim haklısın ama burası çok başka,sence de öyle değil mi?
SilResmen kalbiyle var oluyor insan buralarda ve gösterilen özen bile çok farklı..
Elimden geleni yapmaya çalışıyorum aslında yazabilmek için belki de biraz ketum bir yapım var bilemiyorum :)
Eksik olma canım çok teşekkür ederim sana da kolaylıklar diliyor sımsıcak fotoğraflar bekliyorum..
Demir eksikliği çoğumuza dönem dönem uğruyor sanırım. Ben de epeyce uğraştım; ilaçlar, iğneler...vs. Belli bir değere yükseltince korumaya çalışıyorum. Doğrudan demir ilacı olmasa da besin takviyesi olarak spirulina'yı öneririm:) Bir araştırın isterseniz, ben epey faydasını gördüm.
YanıtlaSilSpirulina'yı nerden duydum acaba başka faydaları da varmış galibe,onu da bir araştırayım :)
SilSize de sağlıklı günler dilerim demir eksikliği gerçekten insan vucudundan büyük bir gücü çekip alıyor.
Karpuzda kuruyemişte yeşilmercimekte varmış. Hepsinden bol bol ye canım . Çay, süt gibi şeyler de içme. Demir eksikliği insanda hal derman bırakmıyor, geçti geçti.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim canım dönem dönem düşüp beni sıkıntıya sokuyor işte böyle oysa memleketteyken maşallah turp gibiydim ne oldu anlamadım :)
SilAman aman Sevgiciğim! Sen önemlisin unutma. ,Evet, ev çocuklar,eş derken hareketli bir hayatın var. Yalnız Sağlık çok önemli. Önce sen iyi ol ki herkes iyi olsun. Tabii herkesin vücut yapısı var madem kahve iyi gelmiyor niye o kadar çok içersin a cancağızım? Biliyorum ki sen inanmış bir insansın ve sağlığından da sorumlusun o halde önce kahveyi azaltarak işe başlasan iyi olur sanki değil mi?
YanıtlaSilBiri daha buna benzer şeyler söyledi,bilemiyorum önceliklerim değişiyor bazen elimde değil ve ihmal da ediyorum kendimi ama gerçekten çoğu zaman ben diye bir şey kalmıyor gündemde.
SilYorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.