Bismillahirrahmanirrahim
Dr.Aidin Salih hanımefendinin (Allah ondan razı olsun) Gerçek Tıp kitabında tarçın ile ilgili söylediklerinden bazıları şöyle:
Tarçın yüksek oranda kalsiyum, magnezyum, demir ve lif içerir. Kan hücrelerinin pıhtılaşmasını önleyen cinnamaldehyde, cinnamyl asetat ve cmnamyl alkol gibi antioksidan maddeler konusunda çok zengindir. Ayrıca tarçın, tam bir potasyum deposudur.
Aynı kitabın Doğal İlaçlar bölümünde:
" Kataraktı ve göz kararmasını giderir, nezleyi, öksürüğü, saç dökülmesini durdurur. Yüzdeki siğillere, titremelere, baş ağrılarına çok faydalıdır. Karaciğerdeki tıkanıklığa, rahim ve böbrek hastalıklarına iyi gelir. Vücut sistemlerinin çalışmasındaki düzensizliği giderir, atar damarları ve özellikle kalp damarlarını açar. Siyah çay ve kahvenin zararını azaltır. Yemeklerin üzerinde ve beyaz undan yapılmış hamur işlerinde kullanılabilir."
Tarçın yoğun ve kuvvetli bir bitki olduğundan dolayı ölçülü miktarda kullanılmalıdır.
Haftada 1-2 kez en fazla bir çay kaşığı kadar tüketilmelidir belki ondan bir tık daha az.
Tarçın öğütülmüş olarak (toz) bir de çubuk şeklinde satılmaktadır,günümüzde bir çok gıdayı olduğu gibi yapay içerikler ile doğal tarçını da tahrip ettiler dolayısıyla tarçını toz halinde değil çubuk tarçın olarak temin etmekte fayda var.
Yukarıda yer alan bilgileri sizden çok kendim için de burada yer almasını istediğim için eklemek istedim.Şimdi de yazımın konu başlığı olan küre geçelim.
Telefonumda kıymetli notlarım arasında yer alan ve şeker hastası olan babam için sakladığım denenmiş yani tecrübe ile sabit bir kür.
Şeker Hastalığı için Tarçın Kürü
2 adet çubuk tarçın ve 1 tatlı kaşığı zeytin yaprağı 250ml. kaynar suya konur,kaynatılmaz.
Ağzı kapalı 10 dk demlenmeye bırakılır.
Yemeklerden 2 saat sonra günde 3 defa birer bardak içilir.
Güçlü Anti diyabetik etki gösterir.
*kür Dr.Ümit Aktaş'a aittir.
Son Söz-2 adlı kitabında yer alan bir tavsiye daha yer almaktadır izninizle onu da eklemek istiyorum,lütfen okuyun:
" Öğütülmüş tarçın ve melisa günde 3 defa birer çay kaşığı ayrı olarak su ile içilir. Öksürük hemen o gün yumuşar, balgam oluşur ve çok kolay bir şekilde akciğerden ayrılır. Böylece öksürük de biter.
Bu ilacı 2 hafta veya 21 gün kullanmak yeterli olur ama ciddi problemlerde daha uzun kullanmak gerekir".
Aidin SALİH diyor ki bu ilacı değerlendirmek için bana bir vakâ vesile olmuştu:
Bana gallop ritmi, kalbinde ritim bozukluğu olan yaşlı bir adam geldi ve durumu çok perişandı. Onun kalbini dinlediğimde belki 3 ay bir süre yaşar diye düşünmüştüm çünkü çok problemi vardı. Kalp problemli ve karaciğerde kötü durumdaydı. Böylelikle ona 3 ay sonraya kontrol verdim o da geldi. 5 sene oldu ve hâlâ geliyor. Bu kişi ömür boyu unla çalışmış. Değirmende bir süs kabağı asılıymış. Ne zamandan sonra bakmışlar ki o süs kabağının içi unla dolmuş. Ben anladım ki bu beyefendinin de akciğeri o hâli almıştı. Bu yüzden kalbi de bu denli bozulmuştu.
Bu hastanın önce öksürüğü başladı, ben de ona tarçın ve melisa verdim. O da balgam atmaya başladı. Bir sürü parça parça balgam attığını söyledi. Bu onun kalp ritmini düzeltti ve sadece kapaklardaki açıklık, yetmezlik kaldı. Eminim ki akciğer daha iyi olunca kalp de kendini toparlar. O zaman kapakçıkların açıklığı, yetmezliği de yok olur. Çünkü kalp toparlanır ve küçülürse kapaklar da otomatik olarak kapanır.
***
Yerlerin ve göklerin ve bunların arasında var olan herşeyin yaratıcısı ve sahibi olan Allah insanın şifa huzur rahatlık hatta mutluluk bulacağı bir çok bitki ile biz insanların yardımına yetişmektedir.
Yitirilen kadim bilgiler zamanla unutulan faydaları tamamen yok olmaması adına bir sonraki nesillere ulaşması,bu tür bilgilerin çoğaltılması için bu tür yayınları lütfen paylaşın,endüstriyel ortamda üretilmiş sentetik ilaçların tüketimi bazen elzem gibi görünebilir ama şunu unutmayalım ki Allah bir hastalık yaratmış ise şifaya vesile olacak ilacını da muhakkak kulları için yaratmıştır.
Allah kullarına zulmedici değildir.
Şifalı ve huzurlu günler dilerim.