Gezmelere alışınca insan duramaz yerinde bir daha.
-Dünya kaç bucak ki ya,gidip görmek gerek :)..diyesi geliyor :)
Hoop orada dur!..demeliydi birileri ama ne çare.
Gönül ferman dinlemez gezdikçe gezmek ister görmek ister,yeni yerlere gitmenin hazzını tekrar tekrar yaşamak ister.
Ama seyahat etmek güzeldir kim ne derse desin..ister yakın bir yerlere ister imkânları çerçevesinde uzak bir yerlere gitmek olsun güzeldir.
Benim şu anda bulunduğum ülkede görebileceğim pek farklı yerlerin olmadığını düşünüyorum (ilgimi çekecek türden yerleri kastediyorum)dolayısıyla biraz daha uzaklara giderek beeelki oralarda ilgimi çekecek ve ufkumu genişletecek yerler bulmaya çalışıyorum.Evet duyan da bu kadın Avrupayı gezdi bitirdi diye düşünebilir ama inanın benim suçum yok çünkü burdaki ülkeler vallahi birbirine çok fazla benziyor :)
Yine de elimizde bir tek haftasonu var haftasonundan ziyade bir tek Pazar günümüz var yakınlarda ne ana ve baba ne teyze ne amca olduğu için aile içi veya dışı ziyaretler söz konusu değildir mecburen bir yerlere gidebilmek veya bir şeyler yapmak gerek,iki hafta evvel Almanya'ya yakın sayılan Lüksemburg'a gitmiştik bugün oralardan bahsedeceğim size :)
Lüksemburg aslında küçük bir ülkedir nerdeyse yarım milyona yakın nufüsü vardır,aşırı derecede bakımlıdır,başkenti de ülkenin adını taşımaktadır.
Burada yaşamanın nasıl olacağını bilemiyorum ancak gidip gördüğüm bir çok şehir ve özellikle Almanya,İsviçre,Avusturya gibi yerlere çok fazla ortak yanları var diyebilirim örneğin insanlar kendi halindedir kimse kimseye karışmaz genelde herkes kendi halinde yaşamaktadır veya daha bilinen bir tabirle herkes kendi yağında kavrulup gidiyor işte :) ancak saygılılar her hangi bir terbiyesizliklerini göremezsiniz veya nadiren görürsünüz.
Samimi ve sempatik gelen hiç bir yanı yoktur bu ülkelerin benim için,çok güzel yerleri çok güzel detayları olsa bile ben şahsen her hangi bir yakınlık hissedemiyorum (maneviyat bakımından)bu ülkeler bana hep soğuk gelmiştir daima da soğuk gelecektir ancak şöyle turist gibi gezip görmeyi severim.
Şaşırtıcı bir şeye rastlamadım bir tek başta kullandığım görseldeki yer dışında..kale ve kaleiçi çok ihtişamlıydı gerçekten bir masal kitabının sayfası içindeymiş gibi hissettim.
Kalenin etrafındaki suların içinde timsahlar var mıdır diye merak bile ettim,o derece :)
Bilmem kaç bin seneler boyunca ayakta duran yapılar da epey etkileyiciydi ama soğuk işte bana buraları hep soğuk gelir..
Turist sayısı çok fazlaydı evet burası küçücük bir yer ama insanların ilgisini çekmektedir.Bu arkadaşlar bir yerleri görebildiler mi bilemiyorum çünkü sürekli bir şeyleri çekmekle meşguldüler :) ve her yerdeydiler.
Bu karede ben denizi görmektesiniz,yapıları incelemekte ve her birine hikayeler kurmakla meşgül iken :)
Lui de Fines'i hatırlıyor musunuz?..karşıma çıkınca adını hatırlamakta zorlansam da çocukluğumda yer ettiği için kısa bir süre sonra hatırlamış oldum :)
Ülke ile biraz alakasız ama kadınlar Avrupa'da gerçekten çok yalnız ya..yani nasıl desem kendilerini bir sistemin parçası etmek için özgürlük ve feminizm ambalajları içine sarmaya çalışsalar da kadınların yanlızlığını görmek mümkün.
Eşitlik diye savaştıkalrı şey aslında kutsallık ve değerini başka bir seviyeye daha alt bir seviyeye itmekten başka bir şey değildir..bu derin bir konu ve yeri olmadığı için hızlıca noktalamak istiyorum ama kadın Avrupa'da değer görmüyor bunun altını bolca çizmek istiyorum :)
Şair veyayazar ruhlular için ideal bir yer sayılabilir buraları çünküsü işe şudur:yağmurlu ve kapalı hava hakim,tarihi yapılar daracık sokakların sayısı çok haliyle yazmak ve anlatmak isteyen birine buralara gelip küçük bir otelde kalmasını tavsiye edebilirim,kurgu üzerine yazanlar özellikle burayı sevecekler eminim :)
Lüksemburg ile ilgili son olarak eklemek istediklerim şöyledir:
Geleneklsel lezzetleri tatmak için cepten yüksek miktar bir parayı çıkartıp kıyabilmelisiniz.Gücü yetmeyen bizim gibi Pizza Hut gibi yerleri tercih edebilir nasılsa Mc.Donald's veya Pizza Hut gibi yerler hemen hemen dünyanın her yerindeler,alışveriş yapayım derseniz size sakın yapmayın derim aşırı derecede pahalı herşey hemen bir örnek vereyim:
Oldukça pahalı mağazalar mevcut daha uygun fiyata bir şeyler var mıdır bilemiyorum bizim karşımıza öyle bir yer çıkmadı sokakta şal bileklik şapka satan seyyar satıcılar dışında..
Ama buralarda yaşayan Türkler var kendilerini görmedik ama izlerini gördük,bir dönerci dükkanı ve dışarıdaki masaların hemen yanına yığılmış çöp poşetlerden tanıdık :)))
Bazılarımız ülke değiştirsek bile aynıyız Avrupada olsak bile bazı özellik ve huylar ne yazık ki değişmiyor.
Yapmayalım böyle :)
Almanyada yaşayıp da bu yayını okuyan veya gidip de görmüş olan güzel yerler bileniniz varsa lütfen yorum kutusuna benimle paylaşın arkadaşlar size minnettar olurum.
En samimi sevgilerimle :(
En çok sardunyalı pencereleri sevdim :)
YanıtlaSilValla bizim ülkedeki ölen kadınları gördükçe yalnızlık tercih edilebilir gibi geliyor. İnce dengeler bunlar.
Ço kzor durumlar Handanım Rabbim herkesi korusun dilerim insanlık akıl almaz yerlere geldi.
SilFotograflar harika yine. Bense tam aksini düsünüyorum. Avrupa'da erkeklerden kadinlara cokta büyük saygi var bence. Fakat sunu da söylemeliyim ki, bize dayatilan kadin rol modelini kabul etmeyip kendi ayaklarinin üzerinde duran/durabilen bir cok kadin taniyorum. Ve yalnizlar belki ama yalnizligi kendileri sectikleri icin de cok mutlular. Bir de kendi ayaklari üzerinde durup belirli bir seviyeye gelmis olan bir kadinin bulundugu mevkiden dolayi kendini daha asagida gören bir erkek, bastan bir sevgi beraberligine girmiyor, ve bu kadinlar da gercekten yanliz. Kadin burada yalnizligi kendi secmiyor ne yazik ki secmek zorunda kaliyor. Bu derin bir konu senin de degigin gibi :) Baska bir blog yazisinda yada mail ile uzun uzun tartisiriz ;)
YanıtlaSil