Tütün Kırdık

Çocukluğumda bu yana bulunduğumuz bölgede en kaliteli tütünler yetiştirilir.Üretiminin her aşamasını çok detaylı bir şekilde bilirim.Çocukluğum katranlı kıyafetler içinde geçti desem yalan olmaz.Tarlaların içinde uyuduğum da çok olmuştur,bebekliğimden beri.Bazen bir zeytinyağı tenekesinde bile :

Kayınvalidemin yaşadığı köyde de tütün üretimi hala sürdüğü için bir çok tarlada tütün görmek mümkün,köye her gidişimizde konu dönüp dolanır tütüne gelir.

Hangi eli kırıyorsunuz,kilosu kaça gider,bu sene güzel yağmur yağdı türünden cümleleri duya duya tütün kırmaya merak sardı benim büyük kız :)

Dün dayanamayıp tütün tarlasında tütün kıranları görünce ilk başta biraz çekinmesine rağmen küçük bir teşvik ile kendini tarlaya attı ve bolca da daha önce kırmamış olmasına rağmen tütün kırdı.Ellerinde katran görünene dek..

Katran çok yapışkan bir şey olduğundan yıkanması epey zahmetlidir ama bizim kıza tarladakiler kolay bir yolunun olduğunu da söylemişler.

Elleri toprak ile iyice ovalamak :)

Tütünleri kırıp deste deste ettikten sonra yukarıdaki resimde olduğu gibi tütün dizim makinesinin haznelerine yerleştirdiler..

Burada da tütün dizimi için kullanılan ipi görüyorsunuz,kokusu da dokusu da hayatımın bir parçası olan bu iple ilgili çok çok fazla anılarım var :)

En başa eklediğim fotoğraf tütün bitkisinin en olgunlaşmış halidir,içinde bir sonraki ekimde kullanılmak üzere bolca tohum vardır..katranı bol zahmeti üreticileri için de iyi bir getirisi olan bu bitki Batı Trakya bölgesinin vazgeçilmez geçim kaynaklarından biridir..ben almayayım ama alana da engel olmayayım demeden alamıyorum kendimi çünkü bizimkilerin bu ürün için ne kadar yorulduklarını dere tepe gecenin kör bir vaktinde çoluk çocuklarla gitmek zorunda kaldıklarını asla unutamıyorum..

Zorlu yıllar,teknolojinin henüz köylere yeni yeni ulaştığı yıllardı üstelik..şimdi balkan köylerinde tütün üretimi eskisine kıyasla çok azaldı ama asla yok olmadı..köylüler teknoloji ve konforu keşfedeli tarla/ter/emek üçlüsü de tarihe karışır gibi oldu..gençlerin çoğu yurt dışına gitti,bir kısmı şehire göçtü (20dk'lık bir mesafe)böylece köyler de eski güzelliğini yitirdi..

Çok az sayıda eşek çok az sayıda katır,artık yüzlerine bile bakılmayan geniş ve verimli topraklar ayrık otlarla doldu.

Bir zamanlar kavgalara neden olan bazı tarlalarda yeller eser oldu.